Harici Ortam Pano Uygulamalarında Genel Prensipler
Elektrik panoları, insanları ve diğer canlıları içerisindeki elektrikli cihazların tehlikeli etkilerinden ve aynı zamanda içerisindeki cihazları da dış etkilerden korumak üzere tasarlanmışlardır.
Harici panoların maruz kaldığı dış etmenler, dahili panolara göre çok daha fazladır. Bu panoların bulundukları yeri de dikkate alarak maruz kalabileceği dış etmenler aşağıda sıralanmıştır;
- Yağış: kar, yağmur
- Araçlardan, sulama havuz vb. fıskiyelerinden, denizden sıçrayan sular
- Toz, çamur ve kum
- Egzoz gazı, duman
- Hayvanlar; kedi, fare, kuş, haşerat (küçük canlılar)
- İnsanlar; alkol, idrar
- Hırsızlık
Kullanıldıkları yere göre dıştan gelebilecek etkilerin değişebilmesi sebebiyle, panonun özelliklerinin de bu doğrultuda tasarlanması gerekir.
Dikkate alınması gereken bu özellikler bu dokümanda sırasıyla ele alınmıştır.
1- Zemine Sabitleme
Kullanım yerine göre (korunaklı bir alan veya değil.) elektrik panolarının zemine sabitlenmesi çeşitlilik gösterebilir. Dış ortam bağlantı şekilleri aşağıda verilmiştir.
- Betona gömülü şablon baza
- Dıştan ulaşılabilir baza bağlantısı
- Özel bağlantı detayı
E-Kabin olarak, standart üretimimizde baza kapakları sökülebilir tipte verilmektedir. Ancak kullanım yerine göre baza tipimiz özelleştirilebilmektedir.
Betona Gömülü Şablon Baza Tip 1 :
Bu tip bazalar, vandalizmin bir tehlike olduğu korunaksız, halka açık alanda uygulanmış panolar için kullanılır. Bu üründe baza kaynaklıdır ve vandalizmi önlemek amacı ile içten bağlantılıdır. Baza önceden beton içerisine gömülerek montajlanır. Bazanın betona sabitlenmesi metal aksamlar (Ankraj, tij, çelik dübel vb.) sayesinde yapılır. Böylelikle mekanik mukavemet sağlanır.
Dıştan Ulaşılabilir Baza Bağlantısı Tip2, Tip4 :
Korunaklı dış alanlar için kullanılan zemine sabitleme sistemidir. Askeri alanlar buna örnek olarak gösterilebilir. Yani, vandalizmin bir tehlike olmadığı dış ortamlarda, kolay bağlantı için tercih edilebilen bir sistemdir.
Özel Uygulamalara Yönelik Bağlantı Detayı Tip 3 :
Bu tip bağlantı yine vandalizmin tehlike olmadığı korunaklı alanlar için geçerlidir. Örneğin, demiryolları veya raylı sistemlerin korunaklı alanlarındaki panoları.
Kablolar sarsıntıyı tolere edecek şekilde esnek bir yapı ile panoya bağlanırlar. Beton kaidenin tasarımı önemlidir. Altının açık yapısı, çok miktarda kablo girişi olmasına rağmen, değişikliklerin kolaylıkla yapılmasına imkan sağlar.
2- Panoya Kablo Girişinin Planlanması
Yağmur ve kar benzeri etkilerden panonun etkilenmemesi için harici ortamlarda kablo girişi güzergahının belirlenmesi özellikle önem taşır.
Su yürümesine özellikle dikkat edilmesi gerekir. Bunu önlemek için, kablonun alttan girişi ile yerçekimi yönünün tersine su yürümesi engellenebilir. Harici ortamlarda kabloların alttan girişli olması su yalıtımı yönünden çok önemlidir.
Ayrıca, kablonun geçeceği boru önceden tasarlanmalı ve uygun çapta boru bırakılmalıdır. Su birikmesi önlenmesi amacı ile borulama yapılacağı güzergahta drenaj yapılmalı, çakıl taşı döşenmelidir.
3- Çatı Tasarımı
Çatı tasarımı harici tip panoların içeriğinin yağmur, kar gibi etkenlerden korunmasını sağlayan en önemli aksesuarlardan biridir. Çatı tasarımında dikkat edilmesi gerekenler aşağıda maddeler halinde verilmiştir.
- Kapı açıldığında birikebilecek suyun içeri sızıntı ihtimali olmaması için asimetrik çatı tasarımı tercih edilmelidir.
- Çatı kenarlarında tasarlanan ters açı ile su sızmaması, çatıdan su yürümemesi için önlem alınmalıdır.
- Biriken kar suyunun içeriye sızması engellenmelidir. Uygun açı verilerek birikme olmaması sağlanmalıdır.
- Estetik unsurlar gözetilmelidir.
- Üstten taşımada çatı gövdeden ayrılmamalıdır.
- Çarpmalar nedeniyle açılmalar meydana Punto kaynağı kesinlikle kullanılmamalı, alın kaynak tercih edilmelidir.
- Kuş vb hayvanların içeriye girmesi engellenmeli ancak hava akışına (ısınma hesaplarına istinaden doğal veya fanlı soğutma istenebilir) müsaade edecek bir çatı tasarımı yapılmalıdır.
E-Kabin standardı olarak 1200 mm genişliğe kadar yekpare, bunun üzerinde modüler çatı tasarımı yapılmaktadır.
Çatı tasarımları iki şekilde yapılabilmektedir.
Simetrik Çatı Tasarımı
Simetrik çatı tasarımı estetik bir görünüm sağlar. Dikili tip panolar için kullanılabilen bu tasarımda duvara montaj yapılamaz dolayısı ile duvara montaj braketleri kullanılamaz.
Taşıma mapaları çatı üzerinde bulunduğundan üstten kolaylıkla taşınabilir.
Kaynaklı monoblok dikili tip kabinlerimizde 800 mm genişliğe kadar simetrik çatı uygulamaları mevcuttur.
Asimetrik Çatı Tasarımı
Asimetrik çatı tasarımı, duvara montaj istenen durumlarda kullanılır, braket kullanılmasına imkân sağlar. Çatı tasarımının eşik bölgelerinde sahip olduğu ters açılı kenar tasarımı sayesinde, süzülen yağmur suları kabin dışına yönlendirilir.
E-Kabin ürün gamında olan ürünlerde, duvar tiplerinde duvara montaj simetrik çatıda mümkün olmadığından, bu ürünlerimizde çatı asimetrik olarak yapılır.
Modüler dikili tip kabinlerimizde, 1200 mm ye kadar yekpare, 1200 mm den sonra modüler olmak üzere üstü düz özel bir çatı kullanılır.
Çatılı Sistemin Taşınması
E-Kabin standardında çatıyı sökmeden taşıma yapmak mümkündür.
E-Kabin taşıma sisteminde taşıma halkası çatıya tüm ağırlığı taşıyacak şekilde sabitlenmiştir ve taşıma için çatının sökülmesine gerek yoktur.
Yerine yerleştirme bittikten sonra istenirse estetik görünüm için taşıma halkası sökülebilir. İstenen IP koruma seviyesinin sağlanması için söküldükten sonra uygun cıvata ile kapama yapılmalıdır.
4- Koruma Sınıfı IP ve IK
Panoların dış etkenlerden korunması için EN, IEC 60529 standardına göre IP koruma sınıfı ve EN, IEC 62262 ve TS EN 60068-2-75 standardına mekanik darbelere karşı korunması için IK kodunda koruma sınıflarında belli sayılarla ifade edilen testlerden geçmiş olmaları gerekmektedir.
IP sınıfında ilk numara katı cisimlere karşı, ikinci numara sıvılara karşı koruma seviyesini belirtir.
Yüksek IP sınıfı harici anlamına gelmez!
IP sınıfından rakam büyüdükçe dayanım da artmaktadır. Ancak yüksek IP sınıfına sahip olmak harici ortamlarda kullanılabilir anlamına gelmemektedir. Pazarda yüksek IP sınıfı olan ürünlerin, harici ortamda kullanılabileceğine dair bir yanılgı mevcuttur.
Her ne kadar IP sınıfı yüksek olan ürünlerin toz ve su ile ilişkisi tanımlanmış olsa da harici ortamlarda korozyona uğrama süresi daha kısadır, ayrıca güneşin radyasyon etkisi de dikkate alınmalıdır ki bu etkiler IP sınıflandırmasında kullanılmamaktadır.
Mekanik darbelere karşı koruma standartlarda IK testi olarak tanımlanmıştır. Belirlenen belli yükseklikten bırakılan cismin pano üzerinde yapacağı hasarın ölçülerek bir değer verildiği bu test ile kabinin IK seviyesi belirlenir.
Bir Amerikan standardı olan NEMA 250 standardı mahfazanın doğada birebir yaşayacağı aşağıdaki değişkenleri de dikkate alması nedeniyle IEC standardından ayrılır.
NEMA standardı aşağıdaki değişkenleri dikkate almaktadır.
- İmalat gereklilikleri
- Kapı ve kapakların sağlamlığı
- Korozyon dayanım gereklilikleri
- Buzlanma etkisi
- Conta yaşlanması ve yağ dayanımı
- Havalandırma etkisi
Bu sebeplerle NEMA 250 standardı ve IEC 60529 standardı birebir olarak birbirlerini karşılamamaktadır.
Tabloda yaklaşık olarak bir karşılaştırma verilmiştir. Burada A, ilk karakter, B ikinci karakter olarak dikkate alınmalıdır. Gölgelenmiş alanlar kapsanan kısımları göstermektedir.
Örneğin; IEC olarak IP45 olan ürün NEMA karşılığında;
A-4 Birinci karakter 3, 3S, 4, 4X, 5, 6, 6P, 12, 12K, 13 tarafından karşılanmaktadır.
B-5 İkinci karakter ise, 3, 3S, 4, 4X, 6, 6P tarafından karşılanmaktadır.
Dolayısıyla ikisini de karşılayanlar dikkate alındığında IP45’i sağlayanlar 3, 3S, 4, 4X, 6, 6P olacaktır.
Tablo Kaynak; Nema Standards Publication. A Brief Comparasion of NEMA 250 – IEC60529. Yayımlayan; National Electrical Manufacturers Association
5- Vandalizm ve Hırsızlık
Vandallık veya akım olarak vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir.
Özellikle harici tip panolarda vandalizm sorunu daha belirgin ortaya çıkmaktadır ve panoların vandallardan korunması gereklidir.
Bunun için panonun sökülebileceği noktalara ulaşımın engellenmesi gerekir. Bazalara ulaşımın engellenmesi için ön kapı açılmadan zemine bağlantıya ulaşılamaması sağlanmalıdır. Ayrıca yan kapakların da ön kapı açılmadan sökülmesi veya zarar verilmesi engellenmelidir.
Ön kapıda gizli menteşe kullanılmalı ve kilit yapısı çok noktadan kilitli olacak şekilde tasarım yapılmalıdır. Menteşe yerinin dıştan görünmemesi vandalların doğrudan hedef almasını engellemektedir.
Hırsızlık Koruması için Testler
Elektrik panolarının içerisindeki bakır ya da bakır içeren şalt cihazları, kablolar vs. panoları hırsızlar için bir cazibe noktası yapmaktadır.
EN 1627:2011 standardı hırsızlığa karşı alınan önlemler için yapılan testleri tanımlar. Tabloda bu testin hangi tip aletlerle ve ne kadar sürede yapıldığı verilmiştir. Bu seviyelerde, RC4 testi belli bir seviye için yeterli olacaktır. Bu durumda test süresi 10-30dk olmaktadır.
6- Korozyon Dayanımı
Korozyon, metal veya metal alaşımlarının oksitlenme veya diğer kimyasal etkilerle aşınma durumudur. Elektrik panolarının da ortam şartlarına göre bu korozif etkiden korunması gerekir.
Bu amaçla çeşitli malzeme ve yüzey işlem seçimleri çözüm sunmaktadır.
- DKP sac üzerine doğrudan boyama; Korozif etkiye karşı en zayıf korumayı sağlamaktadır. Her ne kadar harici ortamlar daha korozif olsa da, iç ortamlarda da daha uzun sürede aynı korozif etki oluşur. Bu nedenle DKP sac üzerine boya iç ortamlarda da tercih edilmemelidir.
- Galvanizli sac üzerine boyama; Yaygın kullanımda endüstriyel ortamlar için, galvanizli sac üzerine boyama optimum çözüm olarak önerilir. Tüm dahili ve harici uygulamalarda genel olarak tercih edilmelidir. Fiyat/performans oranı açısından değerlendirildiğinde çok avantajlıdır.
- Alüminyum ya da paslanmaz çelik kullanımı; Korozyondan korunma için ağır ortam şartlarına göre alüminyum ya da paslanmaz çelikte tercih edilebilir.
DKP Üzerine Boyamada Korozyon
Boya su geçirgen bir malzemedir. Sadece boyanmış hiçbir kaplama yapılmamış yüzeylerde, su buharı veya su direkt olarak çelik üzerinde korozyona neden olur.
Galvaniz Çelikte Korozyon
Galvanizli sac kullanımının sebepleri;
- Çevrecidir, boyanın sürekli tekrarını gerektirmez
- Sert ve aşınmaya dirençli bir kaplamadır
- Hazır olarak galvanizlenmiş sac piyasada bulunur
- Mekanik yaralanmalara karşı katodik koruma sağlar. Boya su geçişine izin verdiğinden, paslanma direkt sac üzerinde başlar. Bu nedenle burada bir ilave koruma Bu koruma sacın galvanizlenmesi ile sağlanmaktadır.
Uygulama olarak, hazır sac galvanizlenmiş olarak alınır, üzerine temizlik işlemleri sonrası fosfat ya da nano zirkonyum uygulaması yapılır. Boya bu işlemden sonra ürün üzerine uygulanır.
Galvaniz Çelikte Katodik Koruma
Katodik koruma prensibinde genel olarak, korozyon durumunda, oluşacak zararı yönlendirmek için potansiyel bir fark oluşturularak, kurban edilen metalin korunacak olan metal yerine okside olması (paslanması) sağlanır.
Ayrıca, Fe (Demir) Zn (Çinko) den daha asil bir malzemedir. Dolayısı ile tamamen kendi aralarındaki potansiyel fark sayesinde, Zn, Fe den önce kendini feda eder. Bu potansiyel fark yaklaşık 1mm’lik bir alan için geçerlidir. Önlü arkalı çinko kaplanmış bir sac plakada, yani yaklaşık 2 mm’lik bir plaka kalınlığında koruma sağlanabilir.
Paslanmaz Çelikte Korozyon
Paslanmaz çelik sac 304 veya 316 kalite olarak farklı seviyede dayanım sağlar. 304 genelde iç ortamlar için 316 genelde dış ortamlar için önerilir.
304 kullanım alanları;
- Sık sık yıkama gerektiren gıda ve içecek endüstrisinde yani hijyenik ortamlar için
- Temiz su ve UV ışın kullanılarak kimyasal kullanmayan atık su tesislerinde
316 kullanım alanları;
- Araçların buz sökücü kimyasalları sıçratmak suretle taşıması nedeniyle yol kenarı uygulamalarında
- Alt geçit, tünel ya da bilet gişeleri yanı uygulamaları için yoğun egzoz gazı salınımına dayanımları nedeniyle bu alanlarda
- Deniz kıyısı uygulamaları
- Gemi, petrol platformlarında
- Bazı tuz madenlerinde
- Kağıt endüstrisinde
- Kauçuk imalatında
- Barut imalatında
Alüminyumda Korozyon
Bu tip panolarda kullanılan malzeme, magnezyum katkılı alüminyumdur. Alüminyum, kaynaklı imalat tekniklerinin uygulanması zor bir malzemedir. Ancak ısı transferi ve korozyona karşı dayanımı konusunda diğer malzemelerden daha iyidir.
Alüminyum da paslanır ancak alüminyum pası yani alüminyum oksit beyaz renktedir. Görünümü dikkat çekmez. Boya ile kullanıldığında daha sağlıklı bir koruma sağlar.
Korozyon Bakımından Atmosfer Sınıfları
Galvanizli sactan mamul ürünler üzerinde, çevre şartlarının korozyon etkisi tabloda verilmiştir.
7- Boyama
Boyama dokümanımızda üç farklı şekli ile incelenmiştir, aynı zamanda boya öncesi hazırlık ve sonrasındaki adımları da tarif edilmiştir.
- Standart yani olması gereken boyama
- Piyasada uygulanan şekli ve bunun getirdiği problemler
- EAE olarak yaptığımız boya öncesi uygulamasına yeni bir yaklaşım olan çevreci ve zahmetsiz Nano Zirkonyum
Standart Boyama
Standartta olması gereken boyama adımları tabloda verilmiştir.
Boyama öncesi yağ alma ve durulamalar (daldırma yöntemi) ile temizlik yapılır, sonrasında fosfatlama (daldırma yöntemi) ile metalden parçalar sökülerek boyanın yapışacağı yüzey oluşturulur.
İlave durulama ve pasivasyon (daldırma yöntemi) işlemlerinden sonra kurutma (sıcak havuzu) ve boyanın otomatik robot ile uygulanması sağlanır. En son da boyanın kurutulması için konveyörlü pişirme fırınından geçirilir.
Boyama, Kötü Uygulama
Ne yazık ki pazarda boyama uygulamalarında bir çok hata yapılmakta, bunun sonucunda da ürünler zamanından önce paslanmakta ve kullanım dışı olmaktadır.
Bu tip kötü uygulamalarda yağ alma prosedürü elle silme olarak gerçekleştirilmekte, sonrasında fosfatlama da elle silme olarak uygulanmaktadır. Durulama için hortumla yıkama yapılır. Pasivasyon ise yapılmaz. Kurutma için tüp alevi ya da doğal kurutma gerçekleştirilir. Boyama manuel tabanca ile yapılır ve kapaklı fırında kurutma gerçekleştirilir.
Yanlış uygulanan boyama;
- Elle yapılan tüm proseslerde kalite sürekliliği mümkün değildir.
- Elle hızlı sonuç alınmak istendiğinden kullanılan kimyasal kontrolsüz ve fazla uygulanmaktadır.
- Bu fazla uygulama kurutma sırasında yüzey lekelenmesi meydana getirir ve boya tutunmasını zorlaştırır.
- Çoğu zaman yağ alma işlemi tiner ile yapılmaktadır. Tiner’in insan sağlığına olumsuz etkisi mevcuttur. Ayrıca çevre kirliliği açısından da uygun değildir.
- Silme durumunda insan inisiyatifi mevcuttur, yani insan hatasına çok açıktır. Örneğin ön yüzeyin silinip arka yüzeyin silinmemesi en fazla karşılaşılan insan hatalarındandır. Ayrıca kullanılan sac, galvaniz değildir.
Bütün bunlar hızlı paslanmaya neden olmaktadır. Bu tip bir uygulamanın sonuçları ile ilgili resim yukarıda paylaşılmıştır.
E-Kabin Boyama Prosesi Akışı
E-Kabin ürünlerinde hazır galvanizli sac kullanılmaktadır ve boyama öncesi fosfatlama yerine NANO zirkonyum kaplama uygulaması gerçekleştirilmektedir. Nano zirkonyum’un kullanılmasının bir çok yararı mevcuttur;
- Sağlığa zararlı değildir. Nano zirkonyum, içerisinde zirkonyum metal olan bir kaplama çeşididir. Zirkonyum sağlığa zararlı değildir.
- Soğuk kaplama enerji tasarrufu ve hız sağlamaktadır. Fosfatlama işlemindeki gibi yüksek sıcaklık seviyesi Soğuk kaplama yapılır. Enerji tasarrufu sağlar,
24 saat boyunca kazanlar ısıtılmak zorunda kalınmamaktadır. Duraklamalar sonrasında çalışanlar ısınmayı beklemeden kaplama işlemine başlayabilmektedirler.
- Çevreci bir üründür. Nano zirkonyum kimyasalı kullandıktan sonra atık çamur yok denecek kadar az ve arıtma prosedürü çok daha azdır.
- Nano zirkonyum ile çok daha uzun süre dayanım sağlanabilmektedir. Fosfat kaplama ile 3 sene dayanım olan bir boyama, nano zirkonyum kaplama ile belli ortam şartlarında 5-6 seneye kadar
- Özellikle galvanizli sac üzerine tutunma özelliği üstündür.
- Çok daha fazla noktada tutunma sağlayabilmektedir. Fosfatlama tekniğine göre, nano zirkonyum yaklaşık 10 kat daha fazla noktada tutunma gerçekleştirir.
- Yüksek korozyon dayanımı sağlamaktadır. Korozyonun ilerlemesi durumunda fosfatlı kısımdan çok daha büyük parça koparır. Her birini bir odacık gibi düşünürsek korozyonun ilerlemesi için bu odacıkları tek tek çözmesi gerektiğinden çok daha uzun sürer.
- Tuz testi dayanımı fosfatlama ile kıyaslandığında yaklaşık 2 katıdır.
Tuzlu Sis Deneyi
Bu deney IEC 60068-2-11 standardında açıklanmıştır. Tuzlu sis deneyi Sodyum Klorür solüsyonunun kontrollü çevre koşulları altında püskürtülmesi ile gerçekleştirilen bir test methodudur.
Tuz çözeltisi (NaCl) derişimi kütlecek % (5+1) olmalıdır. Çözeltinin pH değeri (35+ 2)°C de 6,5 ile 7,2 arasında olmalıdır.
Maruz bırakma bölgesindeki herhangi bir noktaya yerleştirilen 80cm2 lik yatay toplama alanına sahip temiz bir toplama kabı, en az 16 saatlik süre üzerinden ortalama alındığında saatte 1,0 ml ile 2,0 ml arasında çözelti toplanmaktadır.
Sonuçlar gözle muayene edilmektedir. Gerekiyorsa ilgili standartta istendiği şekilde elektriksel ve mekanik olarak kontrol edilmektedir.
Boş Mahfazalar için IEC 60068-2-5 standardına göre; “Paslanma derecesi Ri1 için ISO 4628-3’te izin verilenden daha fazla paslanma (demir oksitlenmesi), çatlama veya başka biçim bozulmasına ait hiçbir belirti olmamalıdır. Bununla birlikte, koruyucu kaplamasının yüzeyindeki biçim bozulmasına müsaade edilir. Kuşku durumunda, boyalar ve verniklerde numunelerin, Ri1 numunesine uygun olduğunu doğrulamak için ISO 4628-3 esas alınmalıdır,” Ri1 paslanma derecesi EN ISO 4628-3, Tablo 1 de paslanma alanı %0,05 olarak tanımlanmıştır.
Yandaki resimde, tuz testinden geçmiş bir numune görülmektedir. Numune yaralanma durumunda paslanmayı da simule edebilmek için çizilmiştir.
8- Solar Etki
Solar radyasyonun, atmosferik gazların, ısı ve nem değişikliklerinin etkilerine “kötü havada aşındırma (weathering)” olarak adlandırılmaktadır. Solar radyasyonun renkler üzerinde ağartıcı bir etkisi olsa da en büyük etki panonun ısısının artmasında ortaya çıkmaktadır.
Bir ekipman (tümü ile solar radyasyona maruz kalmış ise) 35-40°C lik ortam sıcaklığında, dış yüzeyinde 60°C lik bir ısı beklenebilir. Bu sıcaklık ekipman renginin açık veya koyu olması ile önemli bir ölçüde değişebilir.
Bir ekipmanın solar radyasyona dayanım kapasitesinin ölçülmesinde IEC 60068-2-5 standardı dikkate alınmaktadır.
Geografik değerler ve konusunda rehber olarak IEC 60721 standardı dikkate alınmaktadır. Bu değerler
10 yıldan az olmayan gözlemlere ve ürün taşınırken, stoklanırken, montajlanır veya kullanılırken çoğunlukla oluşan durumlara dayanmaktadır.
IEC 60068-2-5 Yeryüzü Seviyesinde Solar Radyasyon Simülasyonu Testi
Test objesinin içindeki ısı değeri aydınlık ve karanlık periyotlar kontrol altında tutulmalıdır. Ek olarak farklı nem değer durumları malzemenin boyası veya plastiği üzerinde fotokimyevi bozulmalar meydana getirebilir.
Toz veya diğer kirleticiler radyasyonun emilme karakteristiği konusunda önemli değişiklik yaratabilirler. Ozon ve diğer kirletici gazlar bozulma sürecini ciddi olarak etkileyebilir.
Pratik olarak rüzgarın olmadığı durum nadirdir, bu nedenle ısı yükselmesinde 1 m/sn lik bir rüzgar bile ısı yükselmesinde %20 lik bir düşüşe neden olabilir.
Bu standard ile 3 farklı test yapılmaktadır;
- Prosedür A – 24 saat çevrim, 8 saat aydınlatma, 16saat karanlık. Gerektiği kadar Bu test en ağır doğal duruma benzer.
- Prosedür B – 24 saat çevrim, 20 saat aydınlatma, 4saat karanlık. Gerektiği kadar Bu test asıl isteğin bozulma efekti olduğunda uygulanabilir.
- Prosedür C – Gerekli süre boyunca kesintisiz aydınlatma. Bu, düşük termal kapasiteye sahip numunelerdeki ısıtma etkilerinin değerlendirilmesi için basitleştirilmiş bir testtir.
Test sonucu IEC 60208 Boş Mahfazalar- Standardına göre aşağıdaki şekilde değerlendirilir:
“Tamamen sentetik malzeme ile kaplanmış metallerden imâl edilen mahfazalar, yalıtkan malzemelerin yapışmasındaki tutma seviyesi ISO 2409’a uygun olarak en az kategori 3’e (çapraz kesilmiş alan % 5’ten daha fazla ancak % 35’ten daha az etkilenmiş) sahip olması durumunda uygun kabul edilir.”
Solar Etki ile Sıcaklık Artışı
Solar etki ile sıcaklığın artışı konusunda JR Mc Kay Bell Communication Research’ten alınan bir örnek aşağıda verilmiştir:
USA da yapılan testte, solar ölçülen değer ve kabin içindeki sıcaklığın yükselmesi gösterilmiştir.
Bu örnekte Solar radyasyon yaz için öğlen değeri 1750 W olarak değerlendirilmektedir. Örneğimizde Qs=0 ve Qs=1750 W max için değişim 10°C – 15°C arasında gerçekleşmiştir. Bu da W başına yaklaşık 0.0086 °C demektir.
Bu yükseliş iç ısı yükünden ve sezondan bağımsızdır. İç ısı yükü 240’tan 680 W’a çıkarıldığında 17°C’lik bir artış görülmüştür. Bu W başına yaklaşık 0.039°C demektir.
Bu da içeride üretilen ısının güneşten daha etkili olduğu anlamına gelmektedir. Güneş ışığı yüzeyden içeri girmeden yansıdığından ve tekrar yayıldığından yeterince etkili olamamaktadır.
Panonun üzerine düşen solar etki yüzeydeki alan, açı ve yüzeyin solar radyasyonu; emilim katsayısından da etkilendiğinden kabin üzerine gelen solar radyasyon ekteki şekildeki gibi değişmektedir.
Güneş etki alanı, günün değişik saatleri için farklı hesaplanmalıdır. Soğuma yüzeyi için yaklaşık olarak, 4 yan yüzey alanının yarısı + üst olarak hesaplanır.
Solar Etkiden Kurtulmak için Çift Cidar Tasarımı
Kabin üstünde gölgeleme ekipmanları kullanarak kabin içi sıcaklığın azaltılması hedeflenebilir. Gölge yapması amacıyla kullanılan yüzeyin kabinin kendisine taşıtılması durumunda çift katlı çatı tasarımı söz konusu olmaktadır.
Buna benzer gölgelenmenin tüm yüzeyleri kapsaması halinde çift cidarlı kabin tasarımına ulaşılmaktadır. Burada önemli olan cidarlar arasında hava akışının sağlanması ve dış cidardan iç cidara metalik bağlantı yüzeyleri üzerinden ısı iletiminin en aza indirgenmesidir.
9- Kabin İçi Sıcaklığın Etkileri
Kabin içerisindeki sıcaklık değeri, dış ortam sıcaklığının kabin içine etkisi ve kabin içi cihazlardan yayılan ısı ile oluşmaktadır.
IEC 61439-1 Ed3 taslak standardına göre (yandaki tablo);
Bu şekilde oluşan ısı, kabin içerisindeki cihazların performanslarını büyük oranda etkilemektedir. Bu ısının yarattığı etkiler aşağıda sıralanmıştır;
- Elektronik cihazlarda bozulmalar
- Devre kesicilerin anma açma değerlerinde değişim
- Bakır baraların taşıma kapasitesinin değişimi
IEC 61439-1 standardı olması gereken kabin dışı ortam şartlarını belirlemiştir. Bu değer dış ortam şartları için en fazla 40°C’dir. Ancak ortalama 24 saat için 35°C’yi aşmadığı durum tarif edilir.
Kabin İçi Sıcaklığın Dengelenmesi
Bazı durumlarda, içeride yükselen ısının dışarıya atılması için fan sisteminin kurulması gerekir.
Bu sistemde, hava akışı üzerindeki engeller debiyi belirler. Filtreler bu engellerin en başında gelmektedir.
Fan filtre gruplarının çalışma noktaları, filtreler doldukça kaymaktadır. Bu nedenle filtrelerin seçimi ve bakımı havalandırma verimliliği açısından büyük önem taşımaktadır.
Yanda fan basınçı (yeşil renk) ve hava akışı değişimi (mavi renk) ve kesişme noktası (kırmızı nokta) olarak, çalışma noktası gösterilmiştir.
Kritik tesisleri besleyen tüm panolarda fanlar %100 yedekli olmalıdır.
Fan Konumlandırma;
Pano İçi Yoğuşma
Pano içi yoğuşma, elektronik cihazlarda bozulmaya sebep olabileceğinden, dikkat edilmesi gereken hususlardan bir diğeridir. Yoğuşma iç ve dış sıcaklık farkından meydana gelir.
Çözüm olarak gündüz, gece sıcaklık farklılıklarının çok yüksek olmadığı durumlarda, havalandırma ile iç dış sıcaklık dengelenmesi yapılabilir. Ancak havalandırma istenmeyen durumlar söz konusu olabilir.
Havalandırma mümkün olmayan durumlarda, iç sıcaklık ile dış sıcaklık arasındaki farkın düşük tutulması sağlanmalıdır. Bunun olamadığı durumlarda da yalıtım yapılmalıdır. Örneğin iç cidarlarda cam yünü ile kaplanarak yalıtım yapılabilir. Ya da nem ölçer (higrostat) kontrollü ısıtıcılar kullanılabilir. Higrostat, termostat değildir. Baz aldığı değer sıcaklık değil nem oranıdır. Ayarlandığı nem oranında ısıtıcıları devreye sokar.
10- Estetik Görünüm
Son olarak, bu panoların şehrin imajını fazlası ile etkileyeceği göz önüne alınarak tasarım yapılmalıdır. Aynı zamanda görüşü etkilememeleri için 1,3 m den alçak panoların tercih edilmesi önerilir.